BURSA (İGFA) – Ördekli Kültür Merkezi’ndeki tanıtım ve söyleşi programı yoğun bir katılıma ve anlamlı bir bilgilendirmeye sahne olurken, emekli Albay Orkun Özeller, askeri görev dönemleriyle ilgili anılarını da paylaştı.
Amerikalıların İncirlik Üssü’ndeki başarılı çalışmaları nedeniyle vermek istediği üstün hizmet madalyasını reddetmesiyle “Kahraman Komutan” olarak anılan E. Albay Orkun Özeller, “Ne zaman Amerika ile ters düşsek, ‘İncirlik Kapatılsın!’ sloganları atılır. Bu söylem yanlıştır. İncirlik Türkiye Cumhuriyeti’nin bir askeri üssüdür. Amerikalılar’ın bizim üssümüzü kullanmaları Türk Devletinin izni ve onayıyla yapılan bir anlaşma dahilindedir. Orada yapılan bir protesto eylemi kendi üssümüzün kapatılmasını istemek anlamına gelir. Geçtiğimiz dönemlerde böyle bir gösteri yapıldı ve tel örgülerin ardından taşlar atıldı. Aslında taşlanan kendi askeri uçaklarımız ve araçlarımız oldu” dedi.
“Bu konudaki doğru söylem, ‘Amerikalıların üssümüzün kullanım izni iptal edilmelidir!’ şeklinde olmalıdır” diyen Özeller, “Bu kapsamda Amerikalıların vermek istediği üstün hizmet madalyasını, PKK ve YPG’ye yaptığı silah, mühimmat ve her türlü lojistik destek nedeniyle reddettim. Şayet kabul etseydim değerlerimi yitirdiğimi hissederdim, onurum böyle bir tavır sergilememi gerektirdi” diye konuştu.
İncir ağacının bir özelliğinden de bahseden Özeller, “İncir ağacı çok bereketli bir ağaçtır. Ancak bir özelliği vardır kökleri yeraltı suyuna çok çabuk ulaşır. Örneğin bir evin çok yakınına dikilen bir incir ağacının kökleri, yeterli suya ulaşabilmek için o evin temelini sarsacak türde gelişir, derinliklere kadar iner ve gün gelir evin çökmesine dahi sebep olabilir. İşte, ocağına incir dikmek deyimi de buradan gelir” dedi.
Sığınmacı sorununun da vatan ocağına incir dikmek anlamına gelecek türde bir tehlikeyi beraberinde getirdiğini belirten ve bununla ilgili görüşlerini de açıklayan Orkun Özeller, “Kimine göre 13 milyon, kimine göre 10 milyon, resmi rakamlara göre ise 5 milyon olduğu söylenen ülkemizdeki sığınmacı meselesi, yakın gelecekteki en büyük sancımız olacaktır. Sayılarının resmi rakamların çok üzerinde olduğunu biliyoruz ancak sadece resmi rakamlar üzerinden bile konuşsak, bu sorun ülkemizin beka meselesidir. Kültürel uyumu mümkün olmayan sığınmacılarla toplumsal çatışmalar er ya da geç kaçınılmaz olacaktır. Sığınmacılar tanımlaması da doğru bir tarif değildir. Bunların büyük kısmı yurda kaçak giriş yapmış insanlardır ve bir şekilde barınmalarına göz yumulmaktadır. Kadın olanların da doğurganlık oranı çok yüksektir. Yıllar içinde pek çok talepleri gündeme gelecektir, bu isteklerin bizim milli değerlerimizle çelişen noktalarda da içinden çıkılmaz sorunlarla karşılaşılacaktır. O nedenle bu konuyla ilgili devlet politikası daha fazla zaman geçirmeden yeniden gözden geçirilmeli, mutlaka geri döndürülmeleriyle ilgili süreçleri hızlandırılarak yeniden planlanmalıdır” diye konuştu.